Simdi bu CHP'liler, bir gecede tavaf eksenini degistirerek garip bir sekilde Gandi adi verilen Kemal Kılıçdaroglu etrafina toplandilar. 1 gun once Deniz Baykal dönsün, bizi yine serefli ikinciliklere götürsün diye ağlaşan binlerce insan, bu kez ayni seyi KK'na yapmaya basladi. Yahu arkadas, siz nasil insanlarsiniz? Bu ne bicim parti? (AKP ya da diger partilerde de durumun farkli oldugunu sanmiyorum) Küskünler adı verilen, Baykal'ın dikta rejiminden yorulup partiden ayrilan isimler de, sanki bu anı bekliyorlarmış gibi partiye hücum edeceklerdir eminim. Benim derdim şu kişi şöyle yaptı, bu kişi boyle yaptıda degil. Ulkeyi yonetmeye aday olan kadrolarin bu kadar asagilik, bu bu kadar yalaka, kadar kolpa bir tavir sergilemeleri, geleceğe olan inancımı gercekten de azaltiyor.
Tüm bunlar olurken, Fenerbahce sampiyonlugu son macta kaybetti. Bursaspor hakkıyla şampiyon oldu. Ne beklersiniz Fenerbahce baskanindan? "Biz de iyi mucadele ettik ama basaramadik, guzel ve cekismeli bir lig oldu, sampiyonu tebrik ederiz, seneye amacimiz bu unvani onlardan almak olacaktir" turu bir demec vermesini, degil mi? FB baskani ise "basaramadik, sorumlu benim, ama..." diye baslayan cumlesiyle cumle alemi topa tuttu. Farkinda olmadigi şeyse şu: o boyle yapmaya devam ettikce, insanlar FB'den nefret etmeye devam edecekler. Tipki Deniz Baykal konustukca insanlarin CHP'den nefret ettikleri gibi. Bugun toplumumuzda lider olarak görülen şu iki kişinin birbiriyle cok cakisan ben-merkezci tarzlari, her ikisinin de temsil ettikleri kurumlara karsi duyulan antipatinin giderek yukselmesinin baslica nedenidir. Aziz Yildirim da tıpkı Baykal gibi sacma sapan suclamalar yaparak Bursaspor'un tarihi şampiyonluguna golge dusurmeye calistiysa da, basarili olamadi. Zaten, bana kalirsa, böyle bir savunmaya da ihtiyaci bulunmuyordu. Zira bütün Fenerbahçeliler takımlarının, özellikle ikinci yarinin sonlarindaki o muazzam performansindan son derece memnun. Dolayisiyla bahane ureterek suçlamalari bertaraf etmeye de gerek yoktu. Çıkıp adam gibi sadece "Bizce takımımız şampiyonluğu hak edecek bir top oynamıştır. Fenerbahce bu sezon gonullerin şampiyonlarindan biridir. Bursa da hak etti. Biz takımımızdan çok memnunuz." dese ne kadar farklı olurdu. Ama o "ben ben ben" egosu ona bu durumu, sanki kendi başarısızlığıymış gibi savunma yapma ihtiyacı hissettirdi. Ve o da, tıpkı Baykal gibi, özeleştiri yapmaktansa ona buna sataşmayı tercih etti.
Maalesef coğrafyamızla ilgili bir sorun bu eleştiri kaldıramama hali. Demokrasi anlayışımız, asker tarafindan zorla yazdirilip kabul ettirilen anayasalarla kısıtlı kaldigi icin, liderlerimiz de ayni askerler gibi "alt"larindaki kişilerin kendilerine sonsuz bir itaat icinde olmasini bekliyor. Asla elestiri kaldıramayan, kaldirabilenleri ise bir an once tasfiye eden bir liderlik sistemimiz var. Bunun nedenlerini de (liderlerin koltuğu bir memuriyet olarak görmeyip, kendileri ve hayatlarıyla özdeşleştirmeleri) daha sonraki bir yaziya sakliyorum.
Tüm bunlar olurken, Fenerbahce sampiyonlugu son macta kaybetti. Bursaspor hakkıyla şampiyon oldu. Ne beklersiniz Fenerbahce baskanindan? "Biz de iyi mucadele ettik ama basaramadik, guzel ve cekismeli bir lig oldu, sampiyonu tebrik ederiz, seneye amacimiz bu unvani onlardan almak olacaktir" turu bir demec vermesini, degil mi? FB baskani ise "basaramadik, sorumlu benim, ama..." diye baslayan cumlesiyle cumle alemi topa tuttu. Farkinda olmadigi şeyse şu: o boyle yapmaya devam ettikce, insanlar FB'den nefret etmeye devam edecekler. Tipki Deniz Baykal konustukca insanlarin CHP'den nefret ettikleri gibi. Bugun toplumumuzda lider olarak görülen şu iki kişinin birbiriyle cok cakisan ben-merkezci tarzlari, her ikisinin de temsil ettikleri kurumlara karsi duyulan antipatinin giderek yukselmesinin baslica nedenidir. Aziz Yildirim da tıpkı Baykal gibi sacma sapan suclamalar yaparak Bursaspor'un tarihi şampiyonluguna golge dusurmeye calistiysa da, basarili olamadi. Zaten, bana kalirsa, böyle bir savunmaya da ihtiyaci bulunmuyordu. Zira bütün Fenerbahçeliler takımlarının, özellikle ikinci yarinin sonlarindaki o muazzam performansindan son derece memnun. Dolayisiyla bahane ureterek suçlamalari bertaraf etmeye de gerek yoktu. Çıkıp adam gibi sadece "Bizce takımımız şampiyonluğu hak edecek bir top oynamıştır. Fenerbahce bu sezon gonullerin şampiyonlarindan biridir. Bursa da hak etti. Biz takımımızdan çok memnunuz." dese ne kadar farklı olurdu. Ama o "ben ben ben" egosu ona bu durumu, sanki kendi başarısızlığıymış gibi savunma yapma ihtiyacı hissettirdi. Ve o da, tıpkı Baykal gibi, özeleştiri yapmaktansa ona buna sataşmayı tercih etti.
Maalesef coğrafyamızla ilgili bir sorun bu eleştiri kaldıramama hali. Demokrasi anlayışımız, asker tarafindan zorla yazdirilip kabul ettirilen anayasalarla kısıtlı kaldigi icin, liderlerimiz de ayni askerler gibi "alt"larindaki kişilerin kendilerine sonsuz bir itaat icinde olmasini bekliyor. Asla elestiri kaldıramayan, kaldirabilenleri ise bir an once tasfiye eden bir liderlik sistemimiz var. Bunun nedenlerini de (liderlerin koltuğu bir memuriyet olarak görmeyip, kendileri ve hayatlarıyla özdeşleştirmeleri) daha sonraki bir yaziya sakliyorum.