Elflerle orklar yokmus Ankara'da Soguk Gece adlı romanda. Keske olsaymis yahu dediginiz anlar oluyor. Sanki farkli farkli kisiler yazmis gibi bolum bolum, bazen ne oluyor ne anlatiliyor hic anlayamıyorsunuz; iyi karistirilmamis bir corba cikmis ortaya sonucta.
Halbuki muazzam bir baslangici var kitabin; guzel bir karakter tasviri, masaustu frp oyunundan tureyen buyuler, hisler, karakterlerin hissettikleri degisimler; tamam! demistim, benim hep yazmak istedigim kitap bu iste, bravo yazara! Derken kitap fantastik bir romandan bilimkurguya temas ediyor hafifçe (Rewerdrom olaylarina ilk deginildiginde -bu arada niye Reverdrom degil de Rewerdrom, anlamis degilim), yine bir cıvıltı yayıldı icime, vayy dedim hafif sci fi deginmeler de var; ama bir yandan da yazarin tasvirlerindeki gereksiz zorlamalar, vermeye calistigi tuhaf politik ve toplumsal mesajlar canimi sıkmıyor degildi. Ama bu kadar cesur baslayan bir kitabin tum kusurlarini affetmeye de hazirdim. Taa ki, kitabin ikinci kismina kadar.
Fantastik-bilimkurgu baslayan kitabimiz bir anda sıradan bir Osman Aysu (ustadin cok iyi romanlari vardir, yanlis anlasilma olmasin) polisiyesine donusuveriyor ikinci yarisinda. Birden ortaya cikan ve aralarinda hicbir baglanti kuramadigimiz tuhaf karakterler, guc pesinde kosan gizli orgutler, dunyayi yonetme ve kehanet kliseleri, gercekten de romanin ikinci yarisini "bitse de gitsek" havasina sokmus. Buna bir de olan biteni, iki kisi arasinda (Berna ile Patron) gecen ve bitmek bilmeyen sohbetler aracılıgıyla anlama zorunlulugumuz eklenince, isler cigrindan cikiyor ve hikayenin esas arka planda yatan kurgusunu neredeyse hic kavrayamadan bitiriyorsunuz kitabi. Sonlara dogru hafif bir horror'umsu bir müze sahnesi var ama o da cok silik kaliyor.
Buna bir de cok olmasa bile (hic olmamasi gereken) cumle dusuklukleri, gereksiz ve yanlis kullanilan noktalama isaretleri ve bolum baslarindaki zorlama vecizeler eklendiginde kitabin bir editor elinden gecmedigini dusunuyor insan. Ya da bazi yerlerin aceleyle gecistirildiklerini.
Yine de bu bir ilk romandir. Korkut Aldemir'i en azindan kitabin ilk yarisindan dolayi tebrik ediyorum. Bana kalirsa polisiye islerini bosverip fantazya tarafina daha yogun egilirse ileride cok basarili kitaplar yazabilir.
No comments:
Post a Comment