Sunday, June 13, 2010

I love this game

NBA'de yilin belki de en onemli maci bu gece oynanacak. ABD'nin Fenerbahçe'si olarak niteyebileceğimiz Los Angeles Lakers ile bu seneki Bursaspor'a cok benzettigim (aa renkleri de ayniymis) Boston Celtics serisinde durum 2-2'ye gelince heyecanın dozu da bir anda artiverdi. Ben de tabii yaşı 30'un üzerinde olan her basketbol seyircisi gibi eskilere dönüverdim birden.
Turkiye'de daha dogru durust basketbol (ve izleyicisi) yokken hayatimiza girmisti NBA. 80ler'in sonlarina dogru artık pörsümeye baslamıs Celtics-Lakers mucadelesi, aradan kafalarını uzatan Pistons'ın "yaramaz oğlanları" ve elbette hanedanının altyapısını kurmakla meşgul olan efsane Michael Jordan. O yıllarda "dışa açılan" Turkiye'nin en onemli ithalatlarindan biri de MTV ve NBA maclariydi. Amerikan aksanli Turkce konusan Murat Murathanoglu'nun anlatımıyla hepimiz adeta kucuk birer Beyaz Gölge oluyorduk televizyonun karsisina gectigimizde. Nitekim bugün gencecik Turk cocukları "bu sene şampiyonuz, Kobe bizi uçuracak" türü gonulden mesajlarla savunuyorlarsa NBA takımlarını, bunun tohumlari o yayinlarla atilmiştir. Ben lisedeyken (90lar) elbette ki herkes MJ'in Chicago'sunu tutuyordu. (Fenerbahçe sendromu) Ama bir de inadina Celtics'i tutanlar vardi, ki bu insanlar Larry Bird'lü gunlerden (80ler) beri NBA'i takip ettikleriyle de ovunurlerdi. Genellikle zengin cocuguydu bunlar; evlerinde uydu muydu vardi herhalde.
Neyse efendim; Turk ve diger 3. dunya halklari cocuklarının beyinlerine doldurulan bu fuzuli yabancı sempatizanligina daha sonra deginiriz. Ki bu sahte sempatinin nasil ters teptigi ve 2000'li yıllara nefret olarak döndüğü de cok açıktır. Boston-Los Angeles rekabetine dönersek;
Simdi bir tarafta bireysel yetenekli oyuncuları (Kobe, Gasol) ve kısıtlı takım savunmasının yanında uzun boy ve kolları sayesinde muazzam bir pota alti savunmasına (Odom, Bynum, Gasol) sahip Lakers var. Haliyle serinin favorisi bu arkadaşlar. Ama iste kazın ayagı (ya da Bynum'un dizi) pek favori dinlemiyor 100 maçlık sezonlarda. Odom'u saymazsak yedeklerinde hiç iş yok Lakers'ın. Vujacic, Farmar, Walton, Brown'dan neredeyse sıfır verim alıyor. Fisher'ı da bunlarin yanına katmak lazim, ama bir mac kıpırdandı ve o maci aldi Lakers. Yani bence sırasını savdı Fisher.
Öte yandan, bir tek kafalarında lambali baretleri eksik yaşlı Celtics emektarları (Paul Pierce basketciden cok vinç operatorunu andırmıyor mu yaa) 2 maçta bir şapkadan tavsanlar cıkartarak buraya kadar geldiler. Boston hucumu, kısıtlı bireysel yeteneklerden dolayi o kadar tıkanıyor ki bazen, yani bizim mahalle takımını götürsek başabaş oynariz gibi geliyor. Perkins'le Glen Davis, mac başına 8-10 blok yemekten çoğu zaman potaya bakmıyor bile. 4. mactaki performansına, aldıgı hucum ribauntlarina Davis bile sasti kaldi; salyalarini akıtarak sevinmesi de bundan. Ray Allen'a zaten güvenilmiyor. Eskiden de güvenilmezdi bu adama. Bir mac 30 atar, oburunde sıfır cekerdi. 35'ine geldi, aynı tas aynı hamam. Pierce ve Garnett de evet atıyorlar, cabalıyorlar falan ama, 33-34 yaş etkisini gösteriyor artık. Boston, Lakers gibi bireysel yetenek değil, mucadeleye dayalı oynadıgı icin, bu adamlar savunmada o kadar yoruluyor ki, hücuma çıktıklarında -özellikle Garnett'in- adım atacak hali kalmıyor. Pierce zaten bildigimiz Pierce; enerjisini hiç harcamadan, ağır cekim bir basketbol oynuyor. Sutunu sokuyor belki ama hareketlilik sıfır adamda. Zaten takımın tek hareketli adamı Rondo. Onun da ofansif yönü, asist hariç kısıtlı olunca hucum cok tıkanıyor bazen. Ama Boston'un yedekleri daha cok katkı yapıyor oyuna.
Kazandığı iki macın birinde Ray Allen kendini aşarak 30+ attı, digerinde ise garip bir Robinson+Davis katkısı aldı Boston. Dolayısıyla şampiyon olmak istiyorlarsa Pierce'in muhtemel bir triple double ya da ona yakın performansla tek basina bir mac kazandırması gerek artik. Cunku sapkadan tavsan ancak bir mac daha cıkar bundan sonra. Bunun yaninda Fisher/Odom/Artest ve kısa yedeklerin savunması da cok onemli. Zira Gasol+Kobe'nin 50 küsur sayısını savunamayacağı belli oldu artık Boston'un. Bynum oynarsa onun 10-15 sayısı da garanti. Diğerlerini ne kadar savundukları önemli. Özellikle cok kötü oynayan Artest atmaya baslarsa bu is son maca bile kalmaz.
Şu da var ki, Boston'un bu artık son şansı. 35lik yıldızlar bence gelecek yıldan itibaren düşüşe geçmeye başlayacaktır (ki bu sene bile 2008'e göre yerlerde surunuyorlar). Zaten big three denen Allen, Pierce, Garnett gidince bu takım 90larda işgal ettiği tabelanın son basamagina da inecektir herhalde. 1986 doğumlu Rondo'ya sabırlar diliyorum şimdiden. Umarım öyle 10 yıllık falan bir kontratı yoktur Boston'la. Yoksa tıpkı bu gunlerin gelmesini 10 yıl bekleyen Pierce gibi sabır küpü olup çıkması isten bile değil.
Kalbim Boston'la, ama aklım Lakers 4-2 ya da az ihtimal 4-3 kazanır diyor. Bakalim ne olacak.

No comments: