Saturday, June 12, 2010

Kelimeler, zihinler, keltler

Hayatının belli bir evresinde ceviri yapmis olanlar bilir; bazen bazi kelime ya da ifadelere takilir, isin icinden cıkamazsınız. Aklınıza hep ayni laflar gelir; bir yandan dogru olmadigini -ya da o lafin oraya tam oturmadigini diyelim- bilirsiniz ama baska bir sey de bulamazsiniz. Dilinin ucunda olmak degil sozunu ettigim sey. Tecrubelendikçe ve yazarın kitabi yazış mantigini anladıkça gelisen, o cumlenin olmadigina dair bir his işte.
Ben bu tur durumlarda hemen ara veriyorum. Yani, "yapamadigini gec, sonra zamanin kalirsa donersin" seklindebeynimize kazınmıs olan test sistemiyle olacak iş degil bu. O ilk bakış, o ilk bakışta aşk gerekiyor bazen. Nitekim, bu tur araların sonunda yeniden calismaya basladigimda, cok yuksek bir yuzdeyle -sanki biraz onceki çırpınmalar hic yasanmamiscasina- pıtır pıtır dökülüveriyor kelimeler zihnime.
Dolayısıyla, ceviri esnasında sozlukle, kitapla, yazarla, kahramanlarla, olaylarla cebelleşirken bir de kendi aklınızla mücadele vermeniz gerekiyor. Ben o yuzden pilimin -dikkat: bittiği değil- azalmaya basladıgını hissettigim an, bırakıveriyorum. Verimsiz çalışma sonucu ortaya cıkan her yanlis, geri dönüşü olmayan sonuçlara yol acabilir. Örneğin canım bir şekilde o gun istemiyorsa calismak, calismiyorum. Ki bazı gunler gercekten oluyor bu.
Bazen de insan öyle guzel ifadeleri, cok da dusunmeden pat pat bulunca öyle bir coşuyor ki; sanki kitabı bastan yazıyormus gibi hissediyorsunuz kendinizi. Öyle anlarda zihin de Bloodlust yemiş Grunt gibi genişleyip açılıyor, tüm beyniniz bir sel baskını gibi çağlayıp taşıyor adeta. Cok garip bir his işte; istedigin kadar tarif et, yasamadan anlaması zor. Dağcıların zirve yaptıkları anda o tur seyler hissettiklerini dusunmusumdur hep. Zihinsel bir boşalım bir nevi.
Seviyorum yahu yazmayi, uretmeyi. İnsanlarin benim kurdugum cumleleri okuyup türlü türlü ruh haline gireceklerini hayal etmeyi. Nasil ben kıvrak bir dille yazılmış (ve cevrilmiş) kitapları okuduktan sonra gunlerce etkisinden cıkamıyorsam, benim kitaplarımı okuyanların da öyle olma ihtimalinin bulunması bile çılgınca bir şey.
Bu arada, Boston yine inanılmaz bir mücadele sonucu durumu 2-2'ye getirdi. Bireysel yetenek takımı Lakers'a karşı, oyuncu kalitelerindeki farklar ve saha dezavantajlarına rağmen savunmasıyla cok iyi mücadele veriyor Celtics. Umutluyuz.

No comments: